Teknolojinin, kitle iletişimin ve modern çağın, bireylere kazandırdığı bu kadar haklar yanında “günümüz kadının” kendine olan “özgüven duygusu” eskisinden daha iyi olması lâzım.
Gerçekte öylemi?..
Bu durumu daha iyi anlayabilmek için geçmişteki “Türk kadınını özgüveni ile bugünkü durumunu” maddeler halinde karşılaştırmaya çalışalım…
1 – Eskiden kadına saygı ve hürmet vardı. Kadına verilen bu değer onu onurlandırıyor ve gururlandırıyordu.
Şimdi ise sokakta, trafikte ve işyerinde “kadın tacize uğruyor” ve aşağılanıyor, bu durum “kadının ruh dünyasını alt üst ediyor.”
2– Eskiden kadın “narin ve zarifti.” Şimdi erkek gibi kaba davranışlar yanında argo dilini de kullanmayı bir farklılık olarak görüyor.
“Kadın-erkek rolünün değişmesi” sosyal yapıyı değiştirmekle birlikte her iki cinsin ruhsal yapısını da değiştiriyor.
3 – Ekonomik ve politik alanda kadına pek çok haklar verilmiş gibi gözüküyor ama “günümüz kadını şimdi daha fazla eziliyor ve sömürülüyor.”
4 – Eskiden insanlar toplu halde bir arada yaşıyorlardı, dertlerini ve sevinçlerini paylaşma imkânı buluyorlardı.
Kadınların bir araya gelmesi dertlerini paylaşmaları ve birbirlerinden destek olmaları, özgüvenlerini artırıyordu.
Şimdi ise, onca teknolojik imkânlara rağmen eskisi gibi ne dertlerini ne de sevinçlerini paylaşabiliyor?..
Bunun neticesinde de “yalnızlık kaçınılmaz oluyor.”
5 – Çağın en yaygın hastalıklardan biri olan “depresyon” en çok kadınlar üzerinde görülüyor.
Günümüz kadını bunu yoğun bir şekilde yaşıyor, eskiden isteyerek ve severek yaptığı işlerden şimdi zevk alamaz duruma geldi.
“Bu karamsarlık ve ümitsizlik onun özgüvenini sarsıyor” ve çeşıtlı bunalımlara sürüklüyor.
6 – Tarihin hiçbir döneminde kadın, bu kadar açık ve yaygın halde,“cinsel meta haline” getirilmemişti.
“Kadına sözde iltifatlar ediliyor ama özde ona değer verilmiyor.”
Kadına iltifat edildiğinde kendini bulutlar üzerinde görüyor ama benliğiyle baş başa kaldığında “aldatıldığını” anlıyor.
İşte bu sahte davranışlar onun özgüveni ciddi anlamda zedeliyor.
7 – Eskiden kadın “güzelliğini sergileyerek” özgüvenini ortaya koyuyordu.
Şimdi ise, “cinselliğini sergileyerek” aynı özgüveni elde edeceğini zannediyor.
Düşündüğü gibi olmadığını ancak ileriki yaşlarda fark edebiliyor.
8 – Kadının en çok ihtiyaç duyduğu duygulardan biri de “güven duygusudur.”
Bu duygunun azalması en çok kadına zarar veriyor ve özgüvenini sarsıyor.
Çünkü yaşadığımız çağda, “aldatma adeta meşru hale geldi.”
Aldatılan kadın değersiz olduğunu düşünüyor ve özgüvenini yitiriyor.
9 – Eskinin “saygı ve sevginin” yerini şimdi, “egoist çıkarlar” almaya başladı. Kadını hayata bağlayan “sevme ve sevilme” duygusudur.
Bu önemli duygu, çıkar ilişkilerine dönüşünce kadın kendini boşlukta hissediyor ve özgüvenini yitiriyor.
10 – Eskiden kadın ve erkek daha “uyum” içindeydi. Birbirlerini kabullenme ve tahammül gösterme olgunlukları vardı.
Özellikle karı-koca ilişkilerindeki “uyum ve birliktelik,” dirlik ve düzeni de beraberinde getiriyordu.
Tabi bu durum da kadının özgüvenini artırıyordu. Şimdilerde ise, bunun yerini “çatışma ve kavgalar” aldı.
11 – Eskiden bizim kadınımız daha tutumluydu. Şimdi tüketen bir konuma sokuldu.
Kozmetik sektöründen tutunda, giyim sektörüne kadar her sektör israfa ve tüketime yönlendiriyor ve özendiriyor.
Bunun sonucunda ekonomik zorluklar başta olmak üzere çeşitli sıkıntıların ardı arkası kesilmiyor.
12 – Eskiden kadın kendi doğal halini ve vücudunu beğeniyordu, fiziksel görünümüyle herhangi bir sorunu yoktu.
Şimdi ise ameliyatlarla yüzünü, burnunu, dudaklarını, göğsünü değiştirerek güzellik arayışlarına giriyor.
Bu durum da gösteriyor ki “günümüz kadını kendine olan özgüvenini kaybetmiş…”
13 – “Özgüven duygusunun” zayıfladığının en belirgin davranışlarından biri de “günümüz kadının mutsuz olmasıdır.”
Eskiye göre daha özgür, daha serbest, daha rahat ve daha güzel olmasına rağmen şimdi mutsuz ve huzursuz…
Kendisine gerçek manada “değer” verilmediğinden “hiçbir şeyde özgüvenini” bulamıyor…
Bu karşılaştırmaları sizler de bir zahmet yapı verin bakalım.
Gerçekten “günümüz kadınının öz güveni var mı yok mu” bir de siz karar verin.
Mustafa K.TOPALOĞLU
topaloglumustafa@hotmail.com
