En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Yeryüzünde 2 din var; biri bizi yaratan Allah’ın dini İslam, diğeri de Allah’a isyan ederek kafirlerden olan Şeytan’ın dini olan ırkçılık. İblis, kendini topraktan yaratılan insandan ve nurdan yaratılmış meleklerden üstün gördü ve kendince onlar üzerinde bir egemenlik kurma talebinde bulundu. Allah’ı inkar etmemişti, yaptığı O’nun emrine itaat etmemekten ibaretti. Ama Rabbimiz buna tahammül göstermedi ve iblisi kovdu, lanetledi. Şeytanın cezalandırılmasına ve kınanmasına sebep olan kötü fiil, apaçık ırkçılıktı.
Irkçılık tüm insanlık tarihinin en büyük belasıdır. Yeryüzünde Hz. Adem’den bu yana icra edilen tüm katliamların ana sebebi lanetlenmiş şeytanın dini olan ırkçılık düşüncesidir. Dünyayı sefih ve sefil menfaatleri uğruna kana bulayan Siyonizm de, son tahlilde azgın İsrailoğullarının, ırkçılığı üstünlük taslama, hakimiyet kurma ve tüm insanlığı sömürme gayelerinde ve teşebbüslerinde bir meşrulaştırma vasıtası olarak görmelerinin adıdır.
Şeytanın dini ırkçılık; daha doğrusu İslam ülkelerinde şirin gözükmesi için kullanılan adıyla “milliyetçilik görünümlü ırkçılık”; milletler arasındaki birlik ve dayanışmayı yok etmesi sebebiyle; zulüm ve sömürüye yol açan ve dayanak teşkil eden tüm inanç ve düşünce sistemleri gibi; İslâm tarafından kesin biçimde yasaklanmıştır.
İnsanların ve toplumların iyilik ve üstünlükleri yalnızca inançlarına, yaşama biçimlerine bağlıdır, Allah’ın emirlerine uyma, yasaklarından kaçınma konusundaki titizliklerinden kaynaklanır (El-Hucurat Suresi, 13)
İslâm’a göre ırk unsuru insanlara doğal bir üstünlük sağlamadığı gibi medenî bir toplumun oluşmasında da temel etken değildir. Medenî bir toplum, hayvanlar gibi iç güdüleriyle, diş ve pençeleriyle yaşayan insanlardan değil, Allah’ın indirdiği din ile hayatlarına yön veren insanlardan oluşur.
Hz. Peygamber Efendimiz, (sav) câhilî bir âdet olan ırkçılığı sık sık gündeme getirerek eleştirmiş ve yasaklamıştır. Veda haccı sırasında, Veda Hutbesi olarak bilinen ünlü konuşmasında Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Araba, beyaz renklinin siyaha, siyah renklinin beyaza bir üstünlüğü olmadığını, üstünlüğün yalnızca takva ile olduğunu ilan etmiştir. Mekke’nin fethinde, Kabe’yi tavaf ettikten sonra yaptığı konuşmada Peygamberimiz (sav), aynı gerçeği şöyle dile getirmiştir: “Sizden câhiliyye ayıplarını ve büyüklenmesini gideren Allah’a hamd olsun. Ey insanlar, tüm insanlar iki gruba ayrılırlar. Bir grup iyilik yapan, iyi olan ve kötülükten sakınanlardır ki bunlar Allah nazarında değerli olan kimselerdir. ikinci grup ise günahkar ve isyankar olanlardır ki bunlar da Allah nazarında değersiz olanlardır. Yoksa insanların hepsi Adem’in çocuklarıdır; Allah Adem’i de topraktan yaratmıştır.” Irk üstünlüğü düşüncesinin temelsizliği başka bir hadiste de şöyle ortaya konur “Hepiniz Adem’in oğullarısınız, Adem de topraktan yaratılmıştır. İnsanlar babaları ve dedeleri ile övünmekten vazgeçsinler. Çünkü onlar Allah nazarında küçük bir karıncadan daha değersizdirler”(Tirmizi Tefsir sure, 49).
Bütün bu gerçek ve uyarılar karşısında ırkçılık davası güden kişinin Müslümanlık iddiasının bir anlamı yoktur. Hazreti Peygamber (sav): “Irkçılık davasına kalkışan bizden değildir, ırkçılık üzerine savaşa girişen de bizden değildir”. (Müslim, İmare, 53, 54, 57) buyurarak böyle bir kişinin yerini tespit etmiştir.
Rabbimiz Allah, kitabımız Kur’an ve rehberimiz/önderimiz Rasulullah (sav) ısrarla ve en şiddetli bir biçimde men ettiği, kınadığı halde, bu ırkçılık belası maalesef İslam toplumlarında da yer etmiştir. Irkçı yaklaşımların faturası çok ağır olmuş, ümmeti bir arada tutan hilafet kurumu ortadan kalkmış ve daha evvel bir yazımda bahsettiğim gibi Müslümanlar, imamesiz bir tespih gibi başsız kalmışlardır.
Irkçılık ve milliyetçilik belasına ve hastalığına duçar olan Müslüman milletler birbirlerine her türlü hakareti ve iftirayı atmaktan da geri durmamışlardır. Araplar Türklere “Yecüc Mecüc”; Türkler Araplara “Hain ve pis”; İranlılar Türklere “katil”; Tükler Kürdlere “En iyi Kürd, ölü Kürddür” diyecek kadar ileri gitmiş, hem dünyalarını hem ahretlerini berbad etmişlerdir.