Medya Platformu Derneği, Gezi Parkı eylemleri sonrasında, medya kuruluşları ve gazetecilere yönelik protesto ve saldırıları değerlendirdi: “Medyada ayrımcılık yapıp tek tip yayıncılık anlayışını savunan bir taraf, kendine göre karşıt tarafın fırtına biçmesi için sürekli rüzgar ekmektedir.” denildi..
Son bir kaç haftada, gece gündüz demeden, çeşitli basın kuruluşlarına tacize varan kitlesel protestolar yapıldığını, taş ve sopalarla saldırıldığını ve iş yapılmasının engellendiğini belirten Medya Platformu’nun yazılı basın açıklamasında, “Gezi Parkı olayları sonrasında medya kuruluşları ve gazetecilere yönelik protestoların iletişim özgürlüğüne zarar verici boyutlara ulaştığı görülmektedir. Gezi Parkı provokasyonunun yeni hedefi medya.” denildi.
Basın özgürlüğünün gereği, medya kuruluşlarının yaptıkları editoryal tercihlere saygı duyulmasının zorunlu olduğunu söyleyen Medya Platformu Derneği Genel Başkanı Mustafa Yürekli, “Demokratik bir toplumda, haber kaynakları çoğalarak çeşitlenir, herkes istediği medya kuruluşunu takip eder. Böylece toplum olayları değişik açılardan görme imkânına kavuşur. Belli bir anlayışa göre haber yapılmasını istemek basın özgürlüğün kısıtlanması anlamına gelir.” dedi.
Mustafa Yürekli, medya kuruluşlarının binalarına zarar verilmesinin, medya çalışanlarının güvenliklerinin tehdit edilmesinin ve yayın araçlarının tahrip edilmesinin, demokratik bir hak olan protestonun sınırlarını aştığını belirterek, “Gazetecilerin can ve mal güvenliğini tehdit eder boyutta gerçekleşen bu protestolar maalesef endişe vericidir.” dedi.
Medya dünyasının ortadan ikiye ayrıldığını belirten Mustafa Yürekli, “Medyada ayrımcılık yapıp tek tip yayıncılık anlayışını savunan bir taraf, kendine göre karşıt tarafın fırtına biçmesi için sürekli rüzgâr ekmektedir. Merkez medyanın gazete ve televizyonlarının, medya kuruluşlarına yönelik protestoları hedef gösteren bir dille provoke etmesi, programlar yapması, alt yazılar geçmesi ise basın etiği ile bağdaşmamaktadır. O fırtınada kendilerinin de yok olacağını göremiyorlar. Medyadaki bu ayrışma ve bir tarafın Gezi Parkı provokasyonunu kendine göre karşıt tarafa yöneltmesi aptalca..” dedi..
Medyada olup biten her şeyin kayıt altına alındığını, basın tarihine geçtiğini hatırlatan Mustafa Yürekli, “Basın özgürlüğünü savunan medya kuruluşlarını, medyadaki Gezi Parkı provokasyonunu deşifre etmek için elinden geleni yapmaya davet ediyoruz. Rüzgâr eken medya deşifre edilmelidir. Özgürlükçü medyanın, provokasyona başvuran, saldırganları tahrik ve teşvik eden medya kuruluşlarını, yöneticilerini ve çalışanlarını tespit edip, bunları kamuoyuyla paylaşarak, tek tip yayın anlayışını dayatanlara, sektördeki ayrımcı yaklaşımlara karşı basın özgürlüğünü savunmalıdır.” dedi.